22 Aralık 2009 Salı

Cam üfleme 2



Cam üfleyebilmek için bir çok alet kullanırız. Tabiki en önemlisi Cam eritme fırınıdır(Furnace). Günde 24 saat, yılda 365 gün calışır. 1200 derecelerde, camı kullanma kıvamına getirir.

Fırından aldığımız camı soğudukca ısıtmak içinse, Tromel (Glory hole)kullanırız oda 800 ile 1200 derecelerdedir.

Bu bebek bizim, söylemeden geçemiyeceğim. Elektrikli ve Türkiyede ilk defa üretildi. Özmak tarafından. Çok istedik üzerine çicek, böcek, kadınsı bir şeyler olsun.. Olur sanırsam ..
Kalkez (annealer)500- 600 derecededir, camı üfledikten sonra, oda sıcaklığında soğutmak için
ayarlıdır. Bir gece boyunca yaptığınız cam oarada kalır.


İşte bu üç tatlı :) makinaya alıştınızmı hayatınız değişebilir.. Sabahları Cam ocağına giripte Sıcak camın kapağını açtığımda ilk kelime '' şükürler olsun'' oluyor.. Öyle işte, bir delilik durumu yok değil tabii..

Hımmm yazmak öyle kolay bir şey diilmiş. Tabii baskıda yok değil üzerimde. Hiç filmdeki gibi de olmadı .. yok yok vazgeçmiyeceğim. Kardeşimden, cam ustası, daha haberi yoktu benim bugün blogla böyle bir işe kalkıştığımdan, biraz önce oldu. Onun suçu her zamanki gibi, ama sanırım eğleneceğiz, girip hata varsa düzeltirim dedi. Çok hoş çok...

Konudan sapmayalım, anlatacak binlerce konumuz var. Gelelim cam üflerken oturduğumuz banka (Bench) ve üzerine yerleştirilen aletlere. Cama şekil verirken oturdugumuz bank aynı zamanda kullandığımız pipoyu cevirmede kolaylık sağladığı gibi size yardım eden kişininde camı rahatca üflemesine destek olur. Bir kaç farklı grup, aynı zamanda calışıyorsa eğer yada eğitim sırasına, hiç bir şekilde başkalarının bankına oturulmaz ve aletlerine el sürülmez. Bizdeki Türk yardım severliği, cam üflerken işlemez, azar işitilir. Yada sorumsuz biri bozar kullanılamaz olurlar, mazallah..

Bu resim 2004 başı, saygıdeğer hocamız, Petr Novothny. Yeni başlamışız, ağzımız açık seyrediyoruz.. o ise hiç konuşmaz, anlaşılmaz bir usta. Çok şey öğrendik, hala öğreniyoruz ondan.

Ben yorulmuşum biraz ara.. devam sonra ama..

Devam kısmı şöyle, EL ALETLERİ:
Üfleme boruları pipoları(pipes) . İki ye ayrılırlar. 1.Üflediğimiz camlar için 2. Transfer yapmak, cam parçası getirmek, içinde hava olmayan objeler yaratmak için kullandıklarımız.
Ağırlıkları ve boyutları farklıdır. Ve onlara iyi davranmak gerekir. Çok ısıtmamalısınız, zaman zaman bükülebilirler bu da hiç işimize gelmez, eğri büyrü pipolarla üflemeyi kimse istemez.
Üflediklerimizle işimiz bittiğinde, uç kısmını parmağımızla kapayarak suya daldırırız. Böylece tıkanmazlar ve içlerine su girmez. Daha sonra soğumaları için ayrı bir kovada bekletiriz.

Cımbız, makaslar en şık ve kullanması bir o kadar da zevkli el aletlerindendir. Büyük cımbızlar(Jacks) ile objeye elimiz yanmadan şekil veririz. Camı pipodan ayıracağımız cizgiyi oluştururuz mesela. Küçük cımbızla (Tweezers) camı çeker, büker, yine camı ayırırken sulamada kullanırız. Makaslarda çeşitlidir. Kimisiyle camı keseriz, cam parçası veririz yada aletleri yönlendirmede kullanırız.

Kepçeler (Block) larla çalışmayı Gamze sever. Ben kağıtcıyım galiba :) Kepçeler kiraz ağacından yapılır. Sık sık suya sokulup ıslatılarak çalışılır. Zevklidir çünki bir ahenk vardır..
Gazete kağıdını çok tavsiye ederim:). Camla adeta bütünleşilen bir histir. Çok yaklaşır, hatta elinizde tutarsınız camı neredeyse. Katlama şekilleri vardır ama buradan anlatmak mümkün değil. Bu kısmı eğitimde gösterebiliriz ancak.

Sanırım bu akşam bu kadar. Yarın cam üfleyeceğiz. Sabah erkenden yolla düşüp, sıcak cam hazırlıkları yapmak var. Yarın güzel bir gün olacak..

Bize kolay gelsin, kırık camlar ocağa gitsin, yeni camlar üflensin.. dertmi o da ne...